top of page

Patriyarkal Düzene Alternatif Bir Ütopya: Kadınlar Ülkesi

  • Yazarın fotoğrafı: Ezgi Kavuk
    Ezgi Kavuk
  • 5 gün önce
  • 3 dakikada okunur

Patriyarkal Düzen: Patriyarkal düzen erkeklerin toplumsal, siyasi ve ekonomik hayatta üstün ve belirleyici olduğu yönetim ve değerler sistemidir.


Sizce sadece kadınların yaşadığı bir ülke nasıl olur? Yaklaşık 2000 yıldır hiçbir erkeğin yaşamadığı bir ülke düşünün. Bu ülkede sadece kız çocukları, genç kadınlar ve yaşlı kadınlar var, yeni doğan bebekler ise sadece kız. Bu biyolojik açıdan nasıl mümkün olabilir? Sizce bu ülkede kadınlar nasıl bir düzen kurmuştur? Toplum nasıl organize ediliyordu, bu kadın toplumunun önemsediği değerler nelerdi? Bahsettiğimiz ütopyada bu soruların hepsine, belki de hiç aklınıza hiç gelmeyenlere bile cevaplar bulabileceksiniz.


Charlotte Perkins Gilman, dönemin önemli feminist yazarlarından biridir. 1909 ve 1916 yılları arasında kendi imkanlarıyla “The Forerunner” adlı özel bir dergi çıkarmıştır. Bu dergi ile Gilman döneminin kadınlarına seslenmiş; kadın hakları, eğitim, annelik ve ekonomik özgürlük gibi konuları işlemiştir. Kadınlar Ülkesi romanını da ilk kez bu dergide 1915 yılında 12 bölüm halinde tefrika (zamana yayılarak parça parça yayımlanılması) etmiştir. Kitap olarak basılması ise ancak 1979 yılında gerçekleşmiştir. Erkek egemen yayıncılık dünyasında bu tür bir metnin ticari olarak değerli görülmemesi kitaplaşma sürecini yavaşlatan unsurlardan biri olmuştur.


Kadınlar Ülkesi Yazarı Charlotte Perkins Gilman
Kadınlar Ülkesi Yazarı Charlotte Perkins Gilman

Kitapta üç erkek kaşif vardır ve aslında bu karakterler farklı düşünce biçimleri ve toplumsal tutumları simgeler. Bunlardan Terry; kadınlara hükmetmek isteyen, en geleneksel ve cinsiyetçi olan erkek tipidir. Jeff ise kadınları aşırı romantize eden ve onları yücelten fakat yine de geleneksel cinsiyet rollerine sıkışımı bir figürdür. Kitabın anlatıcısı olan Van ise daha bilimsel ve tarafsız olan karakterdir ve ülkeyi anlamaya çalışıp yavaş yavaş önyargılarını kıran bir karakterdir.


Hikaye bu üç kaşifin bir araya gelip bu gizemli ülkeye doğru yolculuğa çıkmasıyla başlar. Elbette ki onlar, sadece kadınlardan oluşan bu toplum hakkında olumlu düşüncelere sahip değillerdi. Bilhassa bu ülkenin korkutucu olduğu söyleniyordu. Onlarsa ya çok naif ya da kaotik olacağını düşünmüşlerdi. Fakat ülkeye adım atmaları ile birlikte karşılaştıkları manzara bütün önyargılarını yerle bir eder. Kitaptaki anlatıcı Van şöyle bahseder: "Bu kadınlar evcil değildi. Hiçbiri ürkek, uysal ya da çekingen değildi. Ama aynı zamanda saldırgan, kaba ya da erkeksi de değillerdi. Bu, bizim daha önce hiç karşılaşmadığımız bir kadındı."


İş Bankası Yayınları Kadınlar Ülkesi Kitabı
İş Bankası Yayınları Kadınlar Ülkesi Kitabı

Kadınlar Ülkesinde her şey mantıklı, düzenli ve sürdürülebilir şekilde tasarlanmıştır. Eğitim, mimari, tarım ve sanat oldukça gelişmiştir. Kadınlar kendi başlarına bir düzen kurmuş, doğayla uyum içinde bir yaşam sürmektedir. Çocuklar ortaklaşa büyütülür, eğitim ve üretimin sorumluluğu paylaşılır. Ülkenin her yerinde bir dayanışma mevcuttur. Aynı zamanda ülke annelik etrafında şekillenmiş ve annelik kutsanmıştır fakat kadını sadece anneye indirgememiştir.


Gilman bu ütopyayı sadece hayal kurmak için değil aynı zamanda patriyarkal düzeni eleştirmek için yazmıştır. Bu ütopyanın içine girdikçe bize şu soruyu sorduruyor: Şimdiye kadar  ‘doğal’ geliştiğini düşündüğümüz bu toplumsal düzen, aslında sadece öğrenilmiş bir gerçeklik mi? Aynı zamanda Gilman’ın kaleminden yaratılan bu kadınların barışla kurduğu dünya, bir ütopya değil; başka bir dünyanın mümkün olduğunun kanıtı. Belki de ütopya, sadece bir hayal değil; ‘normal’ olduğunu sandığımız şeyleri yeniden düşünmeye cesaret etmektir.


“Patriyarkal Düzene Alternatif Bir Ütopya: Kadınlar Ülkesi” hakkında hap bilgiler:

  • Kadınlar Ülkesi, 1915’te yazıldı ama kitap olarak ancak 1979’da yayımlandı. Yani yaklaşık 65 yıl boyunca unutulmuştu.

  • Ülkedeki kadınlar partenogenez (yani erkeğe ihtiyaç duymadan üreme) yoluyla çoğalır. Bu gerçek biyolojik mekanizma bazı canlılarda vardır.

  • Kitap, 20. yüzyılın başındaki “kadınlar oy kullanmalı mı?” gibi tartışmaların yapıldığı bir dönemde yazıldı. Bu yönüyle politik bir metindir.

  • Kitapta “din” yoktur ama annelik kutsaldır. Gilman, anneliği doğayla uyumlu bir tür etik anlayışın temeline koyar. Tanrı yoktur ama toplumun ahlaki temeli annelik ve sorumluluktur.

Yorumlar


bottom of page