İstanbul’un Sessiz Koruyucuları: Kediler
- Elanur Adeka

- 24 May
- 2 dakikada okunur
Kedilerin anavatanı neresi diye sorarsanız, cevabı uzaklarda aramayın. Gerçek yuvaları bizim topraklarımız. Genetik ve arkeolojik çalışmalar gösteriyor ki, kedilerin evcilleşmesi düşündüğümüzden daha karmaşık bir süreç. Farklı yerlerde, farklı zamanlarda, kültür ve inançların etkisiyle şekillenmiş. Tunus ve Kuzey Afrika önemli merkezler ama Anadolu'da, bu dostların insanla bağ kurduğu ve yayıldığı kritik bir durak.

Bereketli toprakları ve sürekli yerleşim sayesinde Anadolu, kedilere avlanacak alanlar ve huzurlu yaşam ortamı sağlamış. Fare dolu ambarlarda işe başlayan kediler, zamanla sadece işlevleriyle değil, karakterleriyle de insanların kalbinde yer etmiş.
Ve İstanbul var tabii… Yedi tepeli şehir, kediler için sadece barınak değil, adeta saray. Ayasofya’nın mermerlerinde uzanır, Topkapı Sarayı bahçelerinde gezerler. Cami avlularında, balıkçı iskelelerinde, kahve fincanının yanında ya da bir kitap rafında, her zaman oradalar. Ayrıca, bazı kediler yaşarken olduğu kadar öldükten sonra da unutulmaz. Öyle ki, semt halkının kalbinde iz bırakan sokak kedilerinin heykelleri bile dikilmiştir. Çünkü bu şehirde bir kedi sadece bir hayvan değil, mahallenin ruhudur. İstanbul kedilerin şehridir.

Kedilerin İstanbul yerlisi olmasında Osmanlı’nın çok büyük payı var. Osmanlı, sokak hayvanları için vakıflar kurmuş, “Mancacı” denilen insanlar da bu hayvanları beslemiş. Sadece kedilere değil, tüm hayvanlara bakılmış.
Padişahların da kedileri çok sevdiği bilinmektedir. II. Abdülhamid’in kedisi Ağa Efendi’nin hikayesi meşhur: Sultan ve kızı domino oynarken, kedi oyunun ortasına yatıp taşları bozarmış. Ayrıca insanlar sokak hayvanları için miras bırakırmış. Mesela Koca Mustafa Paşa, kediler için her gün ciğer verilmesini vasiyet etmiş.
Osmanlı’da kediler, fare avlamakla kalmayıp şehrin ruhunda özel bir yer edinirdi. Merhametle bakılmış İstanbul kedileri ne tamamen sokak hayvanı, ne de tamamen evcillerdir; ikisinin arasında kendi hayatlarını sürdürmektedirler.
İstanbullular kedilerle sadece yaşamakla kalmamış, onlarla konuşup dertlerini paylaşmış. Her biri ayrı karakter, kimisi apartmanın bekçisi, kimisi sahilde güneşi batırmadan dönmeyenlerden. Kimisi esnafların kepenk açma motivasyonu, gün boyu dükkan yamakları, kimisi simidin peynirinin peşinde, kimisi pencerelerden asalet gösterir, kimisi karton kutusunda mırmır mutludur. Ama hepsinin tek bir ortak noktası var, o da girdikleri her sokağa, dükkâna, kalbe huzur ve neşe getirmeleridir.
İşte bu yüzden İstanbul oldukça canlı bir şehir. Çünkü her köşede mırıldayan bir kedi vardır, asla yalnız kalamazsınız.
İstanbul’u İstanbul yapan biraz boğaz, biraz tarih ve sokakların vazgeçilmezi kedileridir.
Kediler Hakkında Bazı Hap Bilgiler:
İstanbullular, şehrin sokaklarını yaklaşık 125 bin sokak kedisiyle paylaşıyor.
Kedileri kısırlaştırmak, ortalama ömürlerini %60 oranında uzatıyor. Bu işlem kedilerin sağlığı için önemli bir uygulamadır.
Kedilerin beyni, fiziksel olarak insan beynine %92 oranında benzer. İnsan beynindeki loblar ve kıvrımlar, kedilerde de bulunuyor, sadece daha küçükler.
Türk kültüründe kedilerin evlerde beslenmesi ve onların evin bir bireyi olarak kabul edilmesi de alışılmış bir gelenektir.




Yorumlar