Terapi Gerçekten İşe Yarıyor mu?

Terapi işe yarar mı? 

Terapi işe yarıyor mu? Bu sorunun cevabı herkes için aynı değil çünkü terapiden bekledikleriniz tamamen size özel. Şimdi bir düşünün: Ne olursa “terapi işe yarıyor” dersiniz? Bu beklentiniz ne kadar gerçekçi? Psikologa gitmenin işe yarayıp yaramayacağına karar vermek için önce bu soruları cevaplamak, belki de yeniden yapılandırmak lazım. Araştırmalar gösteriyor ki, terapinin verimli olması için önemli olan iki şey: Sizdeki motivasyon ve terapistinizle aranızdaki güven dolu ilişki.

Psikolojik destek almak işe yarıyor mu?

Eğer terapiye kendi isteğinizle, gerçekten bir şeyleri değiştirmek için gitmiyorsanız yani sadece birileri istedi diye ya da hazır olmadan başladıysanız, direnç göstermeniz neredeyse kaçınılmaz. Direnç, beynimizin konfor alanından çıkacağımızı fark edip çaldığı tehlike çanlarıdır. Farklı şekillerde kendini gösterebilir: bazen seansa gitmek zorlaşır, başka anlatacak bir şey kalmadığını düşünürsünüz ya da terapistinizin söylediklerine karşı içten içe bir itiraz oluşur. O anlarda “Terapi bana yaramıyor galiba” diye düşünmeniz çok doğaldır ama aslında bu dönem, iç dünyanıza yaklaşmanın, derin benliğinizle yüzleşmenin başladığı kritik bir eşiktir.

Açıkçası direnç size: “Burada bir şey var, buraya bakmak gerekiyor” der. Eğer bu eşiği geçip süreci bırakmazsanız, asıl gelişim oradan sonra başlar. Direnç, terapinin durduğu değil, başladığı yerdir.

Terapinin iyi gittiğini nasıl anlarız?

Bazı şeyler konuşuldukça değil, hissedildikçe anlaşılır. Seans çıkışı daha iyi hissetmiyorsanız bu hemen kötüye işaret değildir. Her şeyin yerli yerine oturması için bazen var olan düzenin dağılması gerekir. Terapi iyi gidiyor demek, her şeyi çözmüş olmak değil de yeni sorular sorabiliyor olmak, kendi iç sesinizi daha yakından duymaya başlamak, anlamaya çalışmaktır. Zorlandığınız yerde gelişim başlattığınızı bilmek bu süreci daha sakin atlatmanıza yardımcı olacaktır.

İnsanın doğasında dinlenmek, anlaşılmak ve olduğu gibi kabul görmek var. Ama çoğumuz gün içinde sadece “güçlü” ve “kontrollü” yanlarımızı gösteriyoruz. İçimizde bastırdığımız korkular, öfkeler, utançlar saklı duruyor. Jung’un dediği gibi, hepimizin gölgeleri var ama biz o gölgeleri o kadar derinlere itiyoruz ki artık seslerini duyamıyoruz. O seslerden utanıyor, içten içe bizi çürütmelerine izin veriyoruz. Terapi tam da burada devreye giriyor; seslerin duyulduğu, anlaşıldığı, hatta belki kabul edildiği güvenli bir alan yaratıyor.

Terapi kaç seansta etki eder?

Keşke net bir sayı verebilsek. Kimi insanda ilk birkaç seans bile daha geniş bir içgörü yaratırken, kimisinde o eşik aylar sonra aşılır çünkü bu bir sonuçtan çok bir süreçtir. Bazen ilk adım, sadece kendinizle oturabilmeyi, sessizliğinize tahammül edebilmeyi öğrenmektir. Bazen yıllar sonra ilk defa biri gerçekten sizi dinlediğinde ağzınızdan tek kelime çıkmasa bile işler değişmeye başlar. Herkesin süresi kendi yarasına göre şekillenir diyebiliriz.

Modern nörobilim, terapinin psikolojik olduğu kadar biyolojik etkiler de yarattığını gösteriyor. Terapide konuşulanlar beyinde yeni nöral bağlantılar kuruyor. Özellikle BDT gibi yöntemler, stres ve duygusal tepkileri düzenleyen beyin bölgelerini yeniden yapılandırıyor.  Dr. Norman Doidge, “Kendini Değiştiren Beyin” adlı kitabında terapilerin beyindeki sinaptik bağlantıları nasıl yeniden şekillendirdiğini detaylıca anlatıyor. Dr. Richard Davidson ise duygusal esneklik üzerinde çalışan terapilerin beyin bölgelerinde ölçülebilir değişimler yarattığını vurguluyor. Terapi, sadece “konuşmak” değil, beynin işleyişini dönüştüren bir süreç.

Terapiye kimler gitmeli?

Kendini tanımak, hayatındaki döngüleri fark etmek, duygularını anlamlandırmak isteyen herkes. Yani sadece “iyi olmak” isteyenler değil, daha gerçek hissetmek, hayatı sadece kontrol etmeye çalışmadan, biraz da hissetmeyi öğrenmek isteyen herkes gidebilir. 

O yüzden “terapi gerçekten işe yarıyor mu?” sorusunun cevabı: Hazırsanız, evet, terapi işe yarar.

Terapi Hakkında Hap Bilgiler:

• Terapötik ilişki, terapinin %30’’unu oluşturur.

• Her 5 kişiden 1’i terapiyi ilk birkaç seansta bırakıyor.

• Psikoterapi gören bireylerin %75’i fayda görüyor.

• Terapi etkisi uzun vadeli, ilaç etkisi geçicidir.