Büyük İskender’in Efsanevi Nutku: Opis İsyanı
- Gökdeniz Yerden
- 9 Haz
- 2 dakikada okunur
Büyük İskender, Makedonya Krallığı’nın tahtına çıktığında henüz 20 yaşındaydı. Krallığın geleceği parlak görünüyordu; zira İskender’in babası II. Philip, güçlü bir ordu kurmuş, Yunan şehir-devletlerini kendi hâkimiyeti altında birleştirmiş ve çeşitli ekonomik ile toplumsal reformlara imza atmıştı. II. Philip, Çanakkale Boğazı’nı geçerek Ahameniş (Pers) İmparatorluğu’nu istila etmeyi planlarken suikasta kurban gitmişti. İskender ise bu fetih planlarını babasından kalan bir miras olarak benimsedi ve ordunun hazırlıklarını kararlılıkla sürdürdü.
İskender, Asya seferine başlamadan önce iç güvenliği sağlamaya yöneldi. Öncelikle, kendisine karşı ayaklanan Yunan şehir-devletlerinin isyanlarını bastırarak bölgedeki siyasi birliği yeniden kurdu. Ardından Balkanlar’daki sınır hattını güvence altına alarak doğuya yönelik harekâtın önünü açtı. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından ordusuyla birlikte Çanakkale Boğazı’nı geçerek Pers İmparatorluğu’na karşı harekete geçti. M.Ö. 334’te Granikos, M.Ö. 333’te Issos ve M.Ö. 331’de Gaugamela savaşlarında kazandığı zaferlerle Pers direnişini kırdı. Bu başarılar sayesinde Anadolu ve Levant (Suriye, Filistin ve Ürdün) bölgeleri kısa sürede Makedon egemenliğine girdi. Mısır, herhangi bir çatışma yaşanmadan İskender’in yönetimini kabul etti; burada kendi adını taşıyan İskenderiye kentinin temellerini attı. Persepolis’in alınmasıyla birlikte İran coğrafyasının tamamını kontrolü altına aldı. İskender, fetihlerini burada sonlandırmadı ve doğuya ilerleyerek Hindistan’ın içlerine kadar ulaştı. Zorlu iklim koşulları, tedarik sıkıntıları ve askerlerin yorgunluğu nedeniyle daha fazla ilerlemekten vazgeçerek geri çekilme kararı aldı. M.Ö. 324’te, günümüzde Bağdat yakınlarında yer alan Opis’e vardı.

Opis’te Büyük İskender’in ordusunda ciddi bir isyan baş gösterdi. Kral, uzun süren seferlerin ardından bazı birlikleri -özellikle yaşlanan ya da artık cephe görevine uygun görülmeyen askerleri- terhis edeceğini ilan etti. Ancak bu karar, ordunun geri kalanında büyük rahatsızlık yarattı. Pek çok asker, neden kendilerinin değil de belirli kişilerin emekli edildiğini sorguladı ve bu durumu bir ayrıcalık göstergesi olarak yorumladı. İsyanın temelinde, İskender’in gözünde artık değer görmediklerini düşünen askerlerin hayal kırıklığı yatıyordu. Bunun yanı sıra, Pers kültüründen alınan bazı gelenek ve uygulamalara karşı duyulan muhafazakâr tepkiler ile Kraliyet Muhafız Birliği gibi seçkin birliklere yabancı kökenli askerlerin dahil edilmesi de huzursuzluğu derinleştiren etkenler arasındaydı.
İskender, önce sesi en çok çıkan askerleri tutuklattı. Sonra ise yüzyıllar boyu hatırlanacak o efsanevi nutkuna başladı…
Babası Philip’in Makedonları dağlardan ovalara indirip barbarlara köle olmaktan efendi olmaya yükselttiğini söyleyerek başladı nutkuna İskender. Sonra ise ordusuna fetihlerinden, yani Persleri yenerek Suriye, Filistin ve Mezopotamya’yı almasını ve Hindistana kadar gittiklerini hatırlattı. Kendine bir mor pelerin ve diademden (otoriteyi simgeleyen beyaz bir kurdele) başka bir şey almadığını vurgulayarak askerleriyle aynı şartlarda yaşadığını, hatta savaş alanlarında yüzlerce yara aldığını belirtti. Son olarak savaşamayanları evlerine göndermek isterken karşılaştığı muhalefete tepki gösterdi ve onlara “defolun!” diyerek meydan okudu. Konuşmasının ardından askerler, kralların ayaklarına kapanıp onları affetmesini diliyordu…
“Büyük İskender’in efsanevi nutku: Opis İsyanı” hakkında hap bilgiler:
II. Philip, Büyük İskender’e akıl hocası olsun diye Aristo’yu görevlendirmiştir.
İskender, fetihleri esnasında 70 şehre kendi adını, 1 şehre ise atının adını vermiştir.
İskender savaş meydanında hiç mağlup olmamıştır.
Yorumlar